Mavi Makara, Anne Tyler

bitez kruvasancı


Adını hiç duymadığım yazar bugünlerde 75 yaşlarında imiş ve 20'ye yakın roman yazmış. Pulitzer dahil pek çok ödülü varmış.Bu kitabı da yılın en iyi romanı seçilmiş.

Tek cümle ile ''Maeve Binchy stayla'' yazdığını söyleyebilirim. Büyük bir aile, derinlemesine analiz edilmiş karakterler, minnacık ayrıntılar, uzun yıllara yayılmış hikayeler..

Okuyup çok beğenen bir arkadaşımın ''Bayılacaksın bu kitaba'' deyip ödünç vermesi sayesinde okudum. Benim kriterim belli: Bir kez daha okumak istiyor muyum? Cevabım malesef hayır fakat yazarın diğer eserleri elime geçerse göz atmak isterim çünkü Maeve Binchy'nin de her kitabı aynı güzellikte değil. Öte yandan ne zaman dünyadan kopmak, başka alemlerde kaybolmak istesem elimde ya Yalnız Kadınlar Sokağı ya Aşk Mutfakta Pişer olur. Maeve diyalog yazmakta çok usta, üstelik esprili. Anne de fena değil ama beni gülümsetmedi doğrusu. Bir de kişilerin davranışlarına çok anlam veremedim , Mavi makaranın da hikaye ile çok ilgisi yok sanki. Ayılıp bayılmadım özetle, puanım 6.

Kısaca ne anlatıyor? Amerika'nın buhran yıllarında (1920'ler sanırım) 26 yaşındaki Junior, yaşını kendisinden gizleyen Linnie adında bir kasaba kızıyla ilişki kuruyor. 16-17 yaşında zannettiği kız meğer 13 yaşındaymış ve bu gerçek ortaya çıkınca çok bozuluyor, üstelik kızın babası onları ahırda basıyor ve çocuk başka bir şehre taşınıyor. Tam bir kasaba cahili mi desem, saf mı desem , kurnaz mı desem olan Linnie on sekizini doldurduğu gün, trene atlayıp hafiye gibi çocuğun yaşadığı pansiyonu buluyor ve ''Romeom benim, işte Jülyet'in geldi'' diyerek adamın şaşkın kollarına atılıyor. Junior kıza ''saçmalama ne aşkı'' filan dese de kız inanılmaz bir pişkinlikle adamla evleniyor ve peş peşe iki bebeyi doğuruveriyor.

Junior çok sabırlı ve yetenekli bir marangoz olarak zengin bir aile için bir takım tadilatlar yaptığı kocaman, sağlam, ferah bir eve göz koyuyor ve bir süre sonra ev sahiden de onların oluyor. Junior evine aşık, verandada duran ahşap salıncağın boyası onun için en önemli mevzu olabiliyor, Linnie ise bakımsız kıyafetleri, taşralı aksanı ile kocasının sinirine dokunduğunu umursamadan yaşayıp gidiyor.

Çiftin oğlu Redcliffe yetişkin olduğunda baba mesleğini seçiyor ve Abby adında hoş, dışa dönük bir kızla evleniyor . Kitabın büyük kısmında Abby ve biri evlatlık dört çocuğundan bahsediliyor. Linnie ve Junior en sonunda anlatılıyor.

Dört çocuktan iki kızda pek sorun yok ama en küçük Denny nerede akşam orada sabah yaşayan bir bir adam. Aile ondan aylarca haber alamıyor, sonra çıkıp geliyor ve annesinin gözdesi. Roman, Denny'nin gecenin bir yarısı arayıp ''Ben eşcinselim'' demesi ile başlıyor hatta. Evlatlık çocuk Stem ise babanın gözdesi. İşleri o devralmış, katı bir hristiyanla evlenmiş ve üç oğlu olmuş.

Ev de romanda epey yer alıyor. Sineklik teli mesela birkaç yüz kere geçiyor ya da vantilatörler ve meşhur salıncak.

Roman bir çok yan kişiler, köpekler, çocuklar ve diyalogla bezenmiş şekilde akıcı biçimde okunuyor. Sıkıcı değil ama ben karakterlerle bağ kuramadım. Hepsinde bir tuhaflık vardı, özellikle kadınlarda. Aslında gayet gerçekçiydi. Hayatta da öyle değil mi? Biraz yakından baksan herkesin garip, anlaşılmaz bir tarafı var illa ki.

Mavi Makara, sahilde yolculukta okunacak hafif bir roman. Meraklısına önerilir.

Etiketler: